Ana içeriğe atla

MESSİ'NİN KILDIĞI NAMAZ !

Selamlar, blog sayfamın ikinci yazısıyla buradayım. Her yazıya başlarken numara verecek değilim elbet ama ilkler güzel belirtmekte fayda var. Bugün sizlere kendimden bir hikaye anlatacağım. Aslında başlığı gören ve konuyu bilen arkadaşlarım anlamışlardır mevzuyu ama ben yine de anlatayım, çünkü anlatacağım bu hikaye benim için bir süre korkulu rüya bir süre sonra da eğlenceli bir gerçek oldu.
2008 ya da 2009 yılıydı, ben evin en küçük oğlu olarak günde 15 saat bilgisayar başında takıldığım dönemler ( ki hala öyle ) ve o zaman facebook yeni yeni Türkçe olmuş popülerlik zirvede herkes cayır-cayır sayfa açıyor biz de o sayfalarda her fotoğrafın her video’nun altına “zaaaaa xd xd xd” yazıyoruz. Evet bunu hepimiz yapıyoruz. En cool arkadaşlarımın hatta eski sevgilimin bile internet geçmişinde var bunlar ve daha da ötesi “yha”lar bile var. Neyse ki çabuk atlattık msn ile birlikte onlarda kalktı bir nebze.
Dönelim bana, tahminimce 2008 yazıydı ve Avrupa şampiyonası var, almışım tüplü televizyonu mutfaktan, koymuşum masanın üstüne, önümde Facebook yanımda bilgisayar keyfime diyecek yok. Ta ki…. ta ki….. ta ki… şu görseli görene kadar…





Ben bu görseli görünce “ asdjfajfajfja süper ya zaaaaa xdxdxd “ diyerek iç dünyamda çıldırdım. Ama bunu göstermemeliydim çünkü o dönem çok yakın arkadaşım olan bir şahıs inanılmaz cool yorumlar yapıp onları bana göstererek beğenileriyle hava atardı. Ben de öyle olmalıydım. Benim yorumumda cool ve güzel olmalıydı.  Bu fikirlerle "kendimden emin, altına yüzlerce yorum ve beğeni yazılacağına inanan bir birey olarak '' klavyenin tuşlarına dokunup şu yorumu yazdım.
“Ayağının duruşunu bile biliyor. Helal olsun adama. “
Yorumu yaptıktan sonra yine kendi kendime gülüp kolamdan bir yudum aldım ve hayatıma devam ettim. Ama bir şeyi unuttuğumu seneler sonra farkettim. “:D” emoji. Ulan dangalak sen yazarken güldün de adam okurken güldüğünü nasıl anlasın? Belki de cool olmak için bilerek gülmedim hatırlamıyorum ama gerçek karşıma seneler sonra milyonlarca takipçisi olan sayfalarla karşıma şu şekilde çıktı.

İşte o günde sonra nerede bir Barcelona forması, nerede Barcelonalı futbolcu görsem içim burkulur. Kırmızı halı desenli camiilere giremez, Arda Turan gol atınca sevinemez oldum. İşte ben o yıllardan beri Ronaldocuyum emmi.

Ben bu sırrı uzun süre sakladım. Ama artık çoğunuz öğrendi. Evet o yorumu yazan benim. Ama hala iddia ediyorum altımda ki “ o olmayabilir ama “ yorumu olmasa bence komik. Değil mi ?  Ayrıca inancım doğru çıktı yüzbinlerce beğeni ve yorum aldım. Ama hoş şeyler değil 

Yorumlar

  1. Gerçekten okurken keyif aldığım bir blog yazılarınızın devamını bekliyorum

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

ÖLÜMSÜZLÜĞÜ BULAN ADAM !

Bugün sizlere Isaac Christin Novak'ın hikayesinde bahsedeceğim.  Dünyaya geldikten hemen sonra bebekler ağlamaya başlarlar, ya bu dünyanın nasıl boktan olduklarını bildikleri içindir ya da doğar doğmaz yavaş yavaş ölmeye başladıkları için. Bir süre sonra bu fikre alışarak ağlamaları kesilir fakat herkes bu fikre alışmaz ve ölmemek üzere yaşamaya başlar. İnsan bilimsel olarak kalbi durduğu zaman ölür fakat asıl ölüm ismini son bilen, seni son hatırlayan kişi dünyadan gittiğinde olur. O zaman bu dünyaya hiç gelmemiş olursun, çünkü kimsenin seni hatırlamaması senin var olmadığına bir kanıttır. Sanatçılar ve siyasiler çoğunlukla bu açığı kapatırlar, çünkü onlar kolay kolay unutulmazlar ve ölümsüzlüğü bir nebze gerçekleştirirler. Peki ya gerçekten ölümsüz olmak mümkün mü? Binlerce yıldır insanlar bunun araştırmasını yaptılar, dünya üzerinde inanılan neredeyse bütün dinler ölümden sonra tekrar yaşamın olacağını söylerler fakat bulunduğumuz dünyada ölümsüzlüğün

Yaşar Kemal'in Teneke İsimli Tiyatro Oyunu / İnceleme

Evet sevgili dostlar bugün sizlere bir oyun incelemesi yazmak istedim, keyifli okumalar ; Oyun aynı isimli romandan uyarlanmış ve romanın yazarı asıl adı Kemal Sadık Gökçeli olan Yaşar Kemal’dir. Ailesinin Birinci Dünya Savaşı’ndaki Rus işgali yüzünden  Van’dan sürülmesiyle 1926 yılında Osmaniye’nin Kadirli ilçesinde doğmuştur.  1943 yılında ilk kitabını yayımlayan Yaşar Kemal incelememize konu olan Teneke eserini 1955 yılında kaleme almış, 1965 yılında oyunlaştırmıştır. 1966'da İlhan İskender Armağanı ile Ankara Sanatseverler Derneği Ödülü'nü kazandırmıştır.                                     Teneke romanı aynı zamanda yazara esin kaynağı olan, hayatının büyük bir bölümünü geçirdiği Adana’da geçmektedir. Çiftçi olan babasını henüz beş yaşındayken kaybeden ve bir kaza sonucu yine o yaşlarda bir gözünü kaybeden Yaşar Kemal ailesine yardım etmek için Adana’da pamuk çiftliklerinde ırgat olarak çalışmıştır. Bu tecrübe ona hem Adana Çukurova’yı tanımasını hem de halkın dertler