İçerisinde bir kere anaokulundan , defalarca da ilkokul
birinci sınıftan kaçma maceralarımın bulunduğu okuma sürecim sonunda bitti.
Aslında üniversite bazından lisans eğitimim bitti
diyebiliriz. Fakat genel manada eğitim sisteminde karşılaştığım bir sorundan
sizlere bahsetmeliyim.
Her üniversiteli gibi ben de ilk yıllarda “amaaan daha 4
sene var illaki biter” psikolojisine
girerek çok fazla sallamamıştım.
Zaten ilk yıl hazırlık okuduğum için sallamalık bir durumda
yoktu. Daha sonra işler değişti, “Öss’ye
bu kadar çalışsaydım daha iyi yerlerde olurdum” dediğim onlarca an oldu, fakat
yine liseye koysalar yine çalışmayız çünkü bu böyledir.
Doğanın kanunu bu.
Böyle olması gerekmiş, olmuş.
Gel gelelim okuduk ve bir şekilde bitirdik veya bitireceğiz.
Fakat can sıkan bir durum var, bizlerle birlikte, önce veya
sonra mezun olan teneke topluluğu.
Okuyan ya da
okuduğunu zanneden minik, paslı ve boş tenekeler.
Sakın yanlış anlamayın bunlar tembel, not ortalaması
yerlerde, okumayan veya okulu takmayan kişiler değil.
Aksine sınıfın en yüksek notlarını alan, her soruya mükemmel
cevap veren, notlarını tutan ve en önden ders dinleyen tipler.
Ama benim gözümde ve eminim genel olarak herkes için birer
paslı tenekeler.
Boş teneke diyemiyorum çünkü dolular ama kullanılamazlar,
malum, paslılar çünkü.
Şimdi bu yazıyı okuyan herkes sınıfındaki o karakteri
karşısına alsın.
Ve sorsun neden? Aslında bunu o kişiye değil sisteme sorsun?
Neden?
Bu asosyallik neden? İnsanlardan bu kaçış neden? Bu hal neden?
Farklıları da var mesela her dersi AA olup benden sosyalleri de var, bakın
onlarda bu listede değil benim listemdekiler “birey” olmayı reddedenler.
Şimdi bu kişilere sesleniyorum.
Korkmayın, fikirlerinizi söylemekten korkmayın, sadece
ellerinize verdikleri slayttan ezberleyerek bu hayatta başarı elde
edemeyeceksiniz bunu görün artık.
Peki bu aşikarken neden sistem bu insanlara tapıyor?
Mesela benim ulaşmak istediğim bir hedefim var, hoca olmak
yani üniversitede kalmak.
Bu zorlu yolda ders notu ortalaması, ales, yds gibi birçok
farklı alanda çalışıp başarı elde etmem gerek. Bu alanlarda başarılı olan
birçok kişide o bahsettiğimiz dolu fakat paslı tenekeler.
Peki o insanlar
diyelim ki sosyal fakat o kadar da başarılı olmayan belki içinde benimde
bulunduğum öğrenci grubunu geçerek “ hoca
“ olmayı başarırlarsa ne olur? Söyleyeyim, yeni paslı tenekeler hayat bulur.
Okulda sık sık duyduğumuz
bir laf vardır “ çocuklar dinleyin burayı! “ ve ben bunu duyunca hep
şunu söylerim;
“dinlettirebilirsen
dinlerler.”
Kendini ifade edemeyen, ders anlatmayı sadece öğrendiği
bilgileri birebir aktarmak olarak gören bireyler ancak kendileri gibi bireyler
yetiştirirler. Ve sanırım ben, paslı tenekeler bir nebze azalsın diye hoca
olmak istiyorum .
Çünkü üniversite hayatım boyunca dersime iki kelimeyi bir
araya getiremeyen, ders vermeyi değil okuduğunu aktarmayı amaç edinmiş birçok
hoca girdi.
Aynı zamanda hayalimde olmak istediğim gibi türdeki çok hoca
girdi ve ben bu şansı değerlendirip onların geleneğini sürdürmek istiyorum.
Bazen bir film tavsiyesi, bir kitap önerisi, özlü bir söz
bile onlarca sayfadan daha etkili olabilir.
Buna inanın.
Eğer 100 kişilik işletme bölümünde “enflasyon nedir?”
sorusunun cevabını veren öğrenci sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor ise ilk
olarak sistemi, daha sonra da bu soruya neden cevap veremedim diye kendinizi
sorgulamanız gerekir.
Çünkü öğrenilmiş bilgiyi başkasından alarak bununla yetinmek
basite kaçmaktır.
Fakat kendini geliştirmek için araştırmak, dinlemek ve
izlemek sizi paslanmaktan kurtarır.
Paslanmaktan kurtaran, öğreten ''Öğretmenler'' kıymet bilinmesi gereken insanlardır.
Ve bu paslı öğrenci modeli evresi aslında aşama-aşama
ilerler, şimdi size paslı bir beynin kurabileceği örnek cümleleri göstereyim. Hatta kendi duyduklarımdan bahsedeyim. Affınıza sığınıp biraz genel bir cevap
vereyim.
1- Yaaa sende sabahtan akşama kadar oyun
oynuyorsun, para da vermiyorlar neden oynuyorsun ki ?
Mesela bu benim en çok duyduğum
cümledir, şimdi ben genelde bana bunu soranlara diyorum ki evdeyken ders
çalışmıyorsan sen ne yapıyorsun. Aldığım cevabı söylüyorum .
-“Hiiiç.”
Sanki bana Nihilizmin kurucusu
pezevenk. Hiçmiş. E kardeşim sen daha ne yaptığını bile bilmez haldeyken ben
oyun oynuyorum. Ulan hiç bir şey kazandırmasa bile eğleniyorum. Kaldı ki çok
şey kazandım.
( Örneğin : Valiant Herats The
Great War . 1. Dünya savaşını ders kitaplarından daha iyi anlatır
tavsiye
ederim. )
2- Yaaa sende sürekli şiir, kitap sözleri paylaşıyorsun
kimse okumuyor ki? Ayrıca onları okuyana kadar ders çalışsan daha iyi.
Bak şimdi paslı. Paylaştıklarımı
birinin okuması veya okumaması benim umurumda değil. Kaldı ki ben kimlerin
ilgili olup ta o paylaşımlara göz attığını biliyorum. Sen kendin okumadığın
için herkesi kendin gibi sığır zannediyorsun.
Şimdi evine git ve arka sokaklar özet bölümünü ana haberden önce
izlemeye devam et.
3-
Yaaa çizgi roman okumak nedir, süper kahraman
figürü toplamak nedir? Ona vereceğin parayı daha iyi bir şeye harcasana.
Mesela bu cümleyi kuranların çoğu
da sigara içmekte. E kardeşim yani ben sana sigara niye içiyorsun o parayı daha
iyi bir yere harca demezken sen benim koleksiyon merakıma niye karşı çıkarsın?
Gibi.. gibi… gibi..
Örnekler uzar gider. Uzun lafın
kısasını söylemek gerekirse. Bireysel gelişimini tamamlamadan küresel değişim
nutukları atan insanlarla dolu şu dünyada bir nebze olsun paslanmaya karşı
paslılara karşı mücadele edin.
Mücadele eden insanları örnek alın ve en azından onlar için mücadele edin.
Sistemin tek tipleştirmesine
kendi başınıza da olsa direnin.
Çünkü inanın bana, eğer böyle
giderse……
Okuduğunuz için teşekkürler,
sonra ki yazıda görüşmek üzere.
Yorumlar
Yorum Gönder